Yaz geldi gelecek, bu Japonlar için
alerji mevsimi geçti demek ise Türkler için muhtelif düğünlerin ve halı yıkama
mevsimi geldi demek. Ne kadar farklı bakış açıları değil mi?
Şimdi yazacağım konuyla ne alakası
var?!
Bilmiyorum, aklıma gelmişken araya
sıkıştırayım dedim. Sonuçta düğün, dernek, halı-perde yıkama etkinlikleri bir
yenilenme, arınma organizasyonu ifade eder bizler için. Sanırım ordan birden düştü aklıma.
İnternet kullanıcıları özellikle
kadın ise mutlaka en az haftada bir denk gelmiştir evinizi toplamanın/yerleştirmenin
101 pratik yolu videolarına. Henüz daha Türk yapımı olanlara denk gelmedim ama
kesin bizimkilerde girişmiştir. Artık blog yazarlığı ve youtuber olmak bizde de
moda olduğuna göre kaçarı yok, mutlaka yapılır. Ama umarım bunlar yapılırken
biraz kültürümüze uygun şekilde uyarlanır.
İtiraf etmek gerekirse ben böyle
videolara biraz meraklıyımdır. Denk geldim mi bir göz gezdirip acaba ilginç bir
fikir var mı bana yararlı olacak olan diye şöyle bir bakarım. Ama her ilginç
fikrin de bir sınırı olması gerekir değil mi?
Örneğin; çekmece içi için 8’li
çamaşır ayırıcı nasıl yapılır?
“Şimdi bu çok kullanışlı şeyi pratik
bir şekilde çabucacık yapacağız” der bir ses önce. “Öncelikle evimizdeki 80
cmlik PVC borumuzu alarak başlıyoruzzz. Bunlarda 13,5 cm uzunlukta kıl
testeremiz yardımıyla kesip....”
Şimdi burada bir duralım. PVC
borumuzu nereden alıyorduk...
Başucunda her anne eve gizlice
girmeye çalışacak kızının arkadaşlarını pataklamak için sakladığı yerden mi yoksa
babanın evin küçük oğlunun hamsterına özel yaptığı evde kullandığı PVC’nin
artakalanını sakladığı yerden mi?!
Tuvalette geçen borulardan
kullanışsız olanı var mı acaba, onlar PVC mi oluyordu ki derken .....”PVC’mizi istediğimiz zaman alıp, kesip,
tutkal yardımıyla birbirine tutturup çamaşırlarımızı içine sokuşturabiliyoruzz,
isterseniz yağlı boya ile rengarenk (ki her evde 4-5 renk duvar boyası bulunur
ya baş ucunda) boyayıp kullanışlı hale sokuyoruz.” diye biter video. İyi de ben
kaldım PVC’mizde...
Tamam belki DIY( kendin yap)
projelerine niyetlenmiş bir ailenin evinde belki tutkal, hadi biraz daha
zorladık yağlı boya, hadi biraz daha zorladık kıl testere buluyoruz da....
Yani biraz fazla Amerikanvari dizilerden
fırlama gibi hissettirmiyor mu bu pratik, organize olma videoları...
Bir kere Türk işi birşeyler
düşünelim...
Mutfak tasarımcılarına seslenmek
istiyorum şimdi.
Lütfen bir oklava çekmecesi
tasarlayın. Şimdiye kadar hiç mi aklınıza gelmedi?! Ben mi görmedim?
Oklavasız bir Türk evi gördünüz mü?
Bence gelmiş geçmiş en önemli icattır
Türk kadınları için.
Her yerde çeşitli amaçlarda
kullanılır. Yeri gelir mantı açar, yeri gelir topunu bahçeye 99 kere kaçırmış
olan çocuklar için son ihtar anlamı taşır, yeri gelir inatla kalorifer
peteklerinin arkasına kaçan çorapların, dar yerlere çocukların nasıl soktuğuna
anlam verilemeyen oyuncakların kurtarıcısıdır. Kim bilir daha ne işlevleri
vardır da şu anda akla gelmez...
Bir Türk evinin mutfağında wok tava,
pizza tenceresi koyacak özel dönerli köşe dolaplardan önce her boy merdane ve
oklava girecek özel bir çekmece sizcede en önemli tasarım olmaz mı?!
Bunun DIY versiyonu da heralde en
fazla “annenizin kullanmadığı leylek gagası boyutlarındaki vazoyu alıyoruz,
çocuğunuzun çoğunlukla “Yapma evladım!!” uyarıları arasında inadına duvarlarda
uygulamayı tercih ettiği pastel boyalarla renk renk boyuyoruzzz ve oklavayı,
merdaneyi içine koyuyoruzz” şeklinde olur değil mi?
Bilmiyorum, iki versiyonu da beğendim
ben.
Bugünde düğün dernekten girdik iç
tasarımdan çıktık. Söyleyecek çok söz var, yeterli zaman yok...
Son Söz; yaratıcılıkta sınır yoktur
ama lütfen kullanışlı ve mantıklı olsun...
Bir dahakinde görüşmek üzere...
(Nediyoo.com(2016) köşe yazısıdır.)